Motivasyon 3.0
Çalışanları motive etmenin yolu yüksek maaşa bağlamaktan değil bir amaca bağlamaktan geçiyor…
Başlıkta bahsedilen kavramlar; Daniel Pink’in son kitabı “Drive”ın ana kavramları. Bu kavramlar dahilinde günümüzün yönetim tarzının bilimin ortaya koyduğu ile nasıl ters düştüğünü ezber bozan deneyler ile hayli keyifli bir lisanla okuyucular ile paylaşıyor. Ödülle çalışanları motive etmenin çoğu zaman yetersiz kaldığını hatta yaratıcılık gerektiren süreçlerde ters etkiye neden olduğunu, yönetimde özerklik, yapılan işte ustalık ve bir amaca bağlanılması kavramları üzerinde duruyor.
Genelde kişisel gelişim kitaplarında gördüğümüz teşhisin yapılması, tedavi yöntemlerinin olmaması handikabını bu kitapda da görsekte , belirgin bir yol haritası sunmak yerine savını destekleyen başarıyı yakalamış şirketlerden örnekler vererek gerekli yol haritalarının oluşturulmasını okuyucunun kendisine bırakıyor.
Kitap; Üç Ana kısımda altı bölümden oluşuyor:
Birinci Bölüm: Motivasyon 2.0’ın yükseliş ve çöküşü
Yazar; Motivasyon 1.0’ı insanlığın var olduğu ilkel dönemlerden sanayii devrimine kadar olan hayatta kalma süreci ile konumlandırırken, Motivasyon 2.0’ı ise 1900 yılların başında Winslow Taylor’un iş yapış biçimlerine etki eden çalışmalarından günümüze kadar olan süreç olarak değerlendiriyor. 1950’li yıllara gelindiğinde klasik Motivasyon 2.0 yaklaşımının karmaşık hale gelen ekonomilerin ihtiyaçlarının karşılayamaz duruma gelmesi ile bir miktar ilerleme kaydedildiğini öne sürerek bu iyileşme sürecine de Motivasyon 2.1 olarak adlandırıyor. Motivasyon 3.0 ise ihtiyaç duyduğumuz üst sürüm olarak değerlendiren yazar, insanların üçüncü bir güdüleri olduğunu, o güdünün öğrenmek, yaratmak ve dünyayı daha güzel bir yer haline getirmek olduğunu kabul ediyor.
İkinci Bölüm: Ödül ve Ceza Sisteminin (Genelde) İşe Yaramamasının Yedi Nedeni
Bu bölüm kitabın en can alıcı ve merak uyandıran kısmı. Bu bölümde yazar; Gelenekselleşmiş olan şartlı ödüllerin istediğimizden daha azını verdiğini, içsel motivasyonu ve performansı düşürdüğünü, yaratıcılığı baskılayıp iyi davranışları azalttığını yapılan bir çok deneyi okuyucusu ile paylaşarak ortaya koyuyor.
Özellikle yaratıcılık temelli işlerde şartlı ödüllendirmenin motivasyona dolayısıyla sonuca etkisi üzerinde yapılan araştırmalardan oluşa bu bölümde savını desteklerken, sosyal ilişkiler açısından da şartlı ödüllendirmenin negatif etkisini görmek mümkün.
Kitaptan bazı alıntılar;
Harici Ödüllendirme Sistemi
Bütün harici motivasyon unsurları gibi hedefler de odağımızı daraltır. Etkin olmalarının nedenlerinden biri de budur. Zihinsel konsantrasyon sağlar. Ama daha önce de gördüğümüz gibi daralan bir odağın da maliyeti vardır. Komplike veya kavramsal işler için ödül teklif etmek, yenilikçi bir çözüm yaratmak için gerekli geniş açılı düşünmeyi sekteye uğratabilir. Keza, harici bir hedef söz konusuysa, özellikle de kısa erimli, başarılması durumunda sonuçta büyük bir kazanım sağlayacak bir hedef, bir ödülün varlığı, davranışlarımızın boyutlarını geniş açıdan görmemize engel olabilir. İşletme fakültesi profesörlerinin oluşturduğu grubun raporunda da yazdığı gibi “Somut deliller göstermiştir ki, yapıcı bir çabayı motive etmeye ek olarak bir hedef belirlemek, gayri ahlaki davranışları tetikleyebilir.”Odağı daraltmaları, gayri ahlaki davranışlara yol açmaları, gereksiz riskler üstlenmeye sebep olmaları, işbirliğini zayıflatmaları ve içsel motivasyonu azaltmaları nedeniyle şirketlere sistematik sorunlar yaşatabilirler.
Örnek
Araştırmacılar, örneklerin çok sayıda olduğunu belirtiyor. Sears şirketi, otomobil tamir ekibine bir satış kotası veriyor. Çalışanlar da buna karşılık müşterilerden fazla para tahsil ediyor veya gereksiz tamiratlar çıkarıyor. Enron, büyük ciro hedefleri koyuyor. Bunları yerine getirmek için verilen çılgınca çaba, şirketin sonunu hazırlıyor. Ford, belli bir araba modelini, belli bir ağırlıkta, belli bir tarihte, belli bir fiyatla sunmaya o kadar yoğunlaşıyor ki cana kast niteliği taşıyan Ford Pinto’yu üretiyor.
Harici teşvikleri tek yol olarak lanse etmenin sorunu bazı insanların o yolun sonuna ulaşmak için hatalı yol olsa bile kestirmeden gitmeyi tercih etmeleridir.
Gerçekten de modern dünyada adeta bir salgın haline gelen skandalların ve yolsuzlukların büyük kısmına baktığınızda bir kestirme yol görürsünüz. Yöneticiler üç aylık gelirlerle oynayarak performans bonusu almaya çalışırlar. Okul danışmanları öğrencilerin not çizelgelerini değiştirerek son sınıftakilerin üniversiteye girmelerini sağlamaya uğraşır. Atletler kendilerine stereoid şırınga ederek daha iyi dereceler elde etmeye ve oldukça cazip performans primleri kapmaya çabalar.
îçsel motivasyonun tetiklediği davranışla bunları bir karşılaştırın. Yapılan iş, ödülün bizzat kendisi olduğunda bilgilerini artırmak, müşterileri memnun etmek, elinden gelenin en iyisini yapmak için kestirme yol yoktur. Hedefe giden tek yol, doğru yoldur. Bir anlamda gayri ahlaki hareket etmek olanaksızdır çünkü geride bıraktığınız kişi bir rakibiniz değil kendinizdir.
Ödül vermek çözüm mü ?
Ödül olarak hedef koymak bazen olumsuz davranışları tetikleyebildiğine göre ceza uygulamak da bunları engelleyebilir diyebilir miyiz? Acele etmeyin. İsrailli iki iktisatçının gündüz bakımevlerinde keşfettiği gibi üçüncü güdümüz daha az mekanik ve daha fazla şaşırtıcıdır.
2000 yılında Uri Gneezy ve Aldo Rustichini, İsrail’in Hayfa şehrindeki kreşlerde bir grup çocuğu yirmi hafta boyunca gözlemledi. Kreşler sabah yedi buçukta açılıyor, akşam on altıda kapanıyordu. Anne-babalar çocuklarını o saate kadar almak durumundaydı. Almazlarsa bir öğretmen mecburen mesaiye kalıyordu.
Deneyin ilk dört haftasında araştırmacılar her hafta kaç anne-babanın geç geldiğini kaydetti. Sonra, beşinci haftadan önce kreş yöneticilerinin izniyle aşağıdaki duyuruyu yayımladı:
DUYURU:
GEÇ GELİŞ CEZASI Bildiğiniz gibi kreş resmi olarak her gün saat on altıda kapanmaktadır. Bazı anne-babaların geç gelmeleri nedeniyle (İsrail’deki kreşlerden sorumlu devlet makamlarının da onayını alarak) çocuklarını almaya geç gelen ailelere ceza uygulamaya karar vermiş bulunuyoruz.
Duyurunun devamı kitapta yer alıyor ama özetle, insanlar daha fazla gecikiyorlar daha fazla zaman satın alabileceklerini düşünüyorlar çünkü…
Şirketler açısından kısa erimli ödüllendirmelerin etkileri neler?
Sebeplerden biri: Gelirlere kafayı takan şirketler Ar-Ge konularına daha az yatırım yapıyorlar. Kısa erimli hedeflerini gerçekleştiriyorlar ama iki-üç yıl sonraki durumlarım riske atıyorlar. Çığırından çıkmış hedefler konusunda bizi uyaran akademisyenlerin de kaydettiği gibi “Hedef koymak, çalışanların kısa erimli kazanımlarına dar bir görüşlülükle odaklanmalarına ve şirketin karşı karşıya bulunduğu uzun erimli yıkıcı etkileri gözden kaçırmalarına yol açabilir.
ÖDÜL VE CEZA SİSTEMİ: Yedi Ölümcül Hata
1. İçsel motivasyonu öldürebilir.
2. Performansı düşürebilir.
3. Yaratıcılığı yok edebilir.
4. İyi davranışları törpüleyebilir.
5. Aldatmayı, kısa yoldan gitmeyi, gayri ahlaki davranışlara yönelmeyi teşvik edebilir.
6. Bağımlılık yaratabilir.
7. Kısa erimli düşünmeye yöneltebilir.
İkinci Bölüm ( A ) Ödül ve Ceza Sisteminin İşe Yaradığı Özel Durumlar
Yazar; Ödül ve ceza sisteminin her zaman kötü olmadığını özellikle kural tabanlı, algoritmik rutin işlerde etkili olabileceğini de özellikle belirtiyor. Ama bazı şartları var. Özellikle işin sıkıcı yönlerinin çalışanla paylaşarak empati kurduğunuzu göstermenizi istiyor. Sistem sınırları içerisinde çalışanların iş yapış biçimlerinde özerklik tanınması gerektiğini ortaya koyuyor. Şartlı ödüllendirme yerine ödülün görev sonunda sürpriz nitelik taşımasının havuç kıvamında basit bir şartlandırma olmayacağını dile getiriyor. Ödülün mahiyetinin de önemini vurgulayan yazar; ilk olarak elle tutulmayan takdir ve pozitif geribildirim gibi ödüllendirmenin uygun olduğunu belirtiyor.
Üçüncü Bölüm Tip I ve Tip X
Bu bölümde motivasyon sürümlerine denk düşen insan tipi sınıflandırılmasının detaylarına giriyor. Motivasyon 2.0 versiyonunun insan tipi: Tip X, Motivasyon 3.0 versiyonunun ise Tip I. Tip X davranışı; içsel arzulardan ziyade harici arzularla beslendiğini, Tip I’in ise harici ödüllerden ziyade kişisel tatminin ön planda olduğunu ortaya koyuyor. Yazarın tanımlamalarından doğuştan çocukluk evresine kadar Tip I olarak devam eden insanoğlu zaman için de dış faktörlerin etkisi ile Tip X davranışları sergilediğini, Tip I davranışı için tekrar bir öğrenme süreci gerektiğini de ilave edebiliriz.
Dördüncü Bölüm Özerklik:
Bu bölümde, Tip I davranışını ve beraberinde getirdiği yüksek performansı teşvik etmenin ilk yolunun özerklik olduğunu belirten yazar, insanların işlerini nasıl, ne zaman, kiminle ve hangi yöntemlerle yapacakları konusunda söz sahibi olmak istediklerini, bu konuda atılan radikal adımların ciddi rekabet avantajı sağladığını örnekler ile açıklıyor.
Beşinci Bölüm Ustalık:
Tip I davranışı geliştirmek için çalışmanın gerektiğini, bu yolda acılar çekerek ilerlenebileceğini belirten yazar, Mihaly Csikszentmihalyi’nin “akış” (Flow) kuramına yer veriyor.
Altıncı Bölüm Amaç:
Bu makalenin başında “Çalışanları motive etmenin yolu yüksek maaşa bağlamaktan değil bir amaca bağlamaktan geçiyor…” alt başlığı kullanmıştım. Tabii esin kaynağım Albert Einstein’nın “Mutlu Olmak İstiyorsan Bir Amaca Bağlan İnsanlara Ya da Eşyalara Değil” sözüydü. Vizyonu geniş olan şirketler yüksek amaçlar dahilinde Motivasyon 3.0 versiyonunu içselleştirmiş ve tipik birer Tip I sınıfı insanlardan oluşuyor zaten. Bu bölümde yazar, kar maksimizasyonun yol göstericisi olarak amaç maksimizasyonunu vurgularken Tip I davranışının amaç doğrultusunda ki öneminden bahsediyor.
Kitabı okuduktan sonra Motivasyon 3.0 ile işleyen bir dünyanın Nietzsche’nin üst insan tanımlaması ile örtüştüğünü düşündüm. İnsanlığın mevcut durumundan daha yaşanılabilir bir dünyaya doğru evrilmeye olan özlemi ve bu doğrultuda ağır ağır ilerleyişi gelecek umutlarını perçinliyor…
Daniel Pink’in ilham verici Ted konuşması
Bu kitabı kimler okumalı ?
Yönetici pozisyonunda çalışan ve çalışacak olanlar, İK departman kademesi, yönetimde motivasyon konularına meraklılar bu kitabı
okuyabilirler.
Şirket Çalışanları İçin:
Bireysel motivasyonu artırmak için hazırladığımız İçsel Motivasyon Yönetimi eğitimimize ve size bağlı çalışanlar var ise onların motivasyonlarını yükseltmek ve öyle tutmak için de Motivasyon Becerisi eğitimlerimize göz atabilirsiniz.
Yazar: Yücel Özsoylar
Kurucu
Kriter Kurumsal Eğitim Danışmanlık